30 Mart 2009 Pazartesi

Duman ile yapılan en kapsamlı röportaj!


Pazar günü Sabah alanlar, Pazar ekinde manşet olan Duman röportajını gördüler. Geçen hafta Salı günü grupla yaptığımız sohbetten oluşan yazıyı gazeteyi çeşitli nedenlerden görmeyenler vardır düşüncesiyle Hafif Müzik'te de yayınlıyoruz. Gazeteyi görmek isteyenler yazının sonundaki linkten Sabah'a gidebilirler.

***

‘Kodu mu oturtan’ şarkılar

İrlanda’da bir çiftlik evi kiralayıp yeşil kırlara karşı 20 şarkı kaydettiler. Dört yılın ardından çifte albümle geri döndüler. Kadınlar, adamlar, neşeler, endişeler, öfke, insan olmak, sarhoş olmak, hayvan olmak üzerine balyoz gibi şarkılarla...
YAZI MEHMET TEZ

Beyoğlu, Tünel’de bir apartmandayız. Karşıda Üsküdar, aşağıda Tophane sırtlarının tüm çarpık çurpuk, kara kuru çehresinin net bir şekilde seçilebildiği güneşli, harika bir gün. Elimde ince belli bardak, önümde notlarım, karşımda Duman var. Kaan Tangöze, Batuhan Mutlugil, Ari Barokas. Ve Cengiz Baysal. Aslında artık “ve” demeyeceğiz. Çünkü cazseverlerin yakından tanıdığı, Türkiye’nin en iyi davulcularından ve müzisyenlerinden Cengiz Baysal davulculuktan grubun dördüncü üyeliğine terfi etmiş durumda. Uzun yıllar gruba stüdyo ve konserlerde davul çaldıktan sonra şimdi iki şarkının söz ve müziğine imza atmış ve albüm kitapçığında gayet afili bir de fotoğrafı bulunuyor. Tüm bunları kendisine hatırlatırken sessiz, mutlu ve şaşkın: “Aslında ben uzun zamandır çalışıyorum grupla. Ve ‘sadece davulcuyum, çalar giderim’ gibi de olmuyordu. Birlikte zaman geçiriyorduk. Bu doğal bir sonuç oldu.”

Kaan çok mutlu, heyecanlı ve hayat dolu görünüyor. Bu yeni albüm ona yaramış. Çoğunlukla zor konuşan, anlatmaktan hoşlanmayan biri olarak espriler patlatıyor, kahkahayı basıyor. Kayıtlar sırasında “Sarhoş”u pek beğenen ve her çaldığında coşan İrlandalı elemandan, geçen yıl Memphis’te katıldıkları festivale hikayeler, anekdotlar. Aretha Franklin ve Lou Reed ile aynı sahnede çalmışlar. Kalabalık hiç Türkçe bilmese de ikinci şarkıda hemen sallanmaya başlamış. Kaan’ın ne dediğini anlamasalar da ne demek istediğini anlamış olmalılar. Neil Young’ı seyretmişler ve ondan çok etkilenmişler.

Batuhan sakin, sessiz ve bir yandan orada değilmiş gibi kayıtsız görünürken dikkatle dinliyor ve ortaya atılan bir soruda hemen devreye giriyor. Bu albümde dört şarkısı (“Balık”ı dinleyin) ve pek çok harika gitar solosu var.

Ari, bacak bacak üzerine atmış çok ağır ve sakin bir şekilde konuşarak bazen lafa giriyor, bazen de Kaan ya da Batuhan’a dönerek “öyle değil mi” tarzında bakışlar atıyor. Albümün can alıcı şarkılarından bazıları (“Hayvan””Senin Marşın”) ona ait.

Acaba ezberleyebilecekler mi?

Duman’ın son albümü “Seni Kendime Sakladım” çıkalı dört yıl olmuş. Bu Türkiye için bir asır demek. Ve bu bir asırda onlar da pek çok sınavdan geçtiler. Ortalarda pek gözükmedikleri bir dönemin ardından askere gittiler, dönüşte uzun bir konser serisi yaptılar. Derken yeni bestelerini derlediler ve son olarak İrlanda’da bir çiftlik evi kiralayıp yeşil kırlara karşı 20 şarkı kaydettiler. Bu çalışmanın sonucu 18 Mart’ta piyasaya çıkan yeni çifte albüm: Duman I ve Duman II.
Neden İrlanda’ya gittiklerini anlatıyor Kaan. “Asker dönüşü eldeki parçaları toparlayalım dedik. Sakin bir ortamda kayda girmek istiyorduk. Araştırmalara başladık. New York’ta Seattle’da olsun bir sürü stüdyo bulundu. İrlanda baştan beri aklımıza yatmıştı. Resimlerini gördüğümüzde çok beğenmiştik. Şehir dışında yemyeşil bir yer. Orada izole bir şekilde çalıştık. Zaten ihtiyacımız olan şey de buydu…”
Bu çifte albüm Duman’ın hiç şüphesiz en iyi eseri. Tüm albümleri içinde bir olgunluk dönemi başyapıtı. Askerlik, uzun süren kayıt dönemi, İrlanda, Cengiz Baysal’ın varlığı, aşklar meşkler, özel meseleler… Hepsi ya da hiçbiri, ne derseniz deyin, Duman’a yaramış. Müziğe yaramış. Kriz ve memleket meseleleri bile...
Neden aynı pakette değil de ayrı ayrı ayrı iki albüm çıkardıklarını merak ediyorum. Zira iki bağımsız albüm değil Duman I ve II. İkincisinde şarkı numarası 11’den devam ediyor. O halde neden aynı pakette değil da ayrı ayrı?
“Neden olmasın?” diye lafa giriyor Kaan, “Tabii ki bir ‘double’ albüm bu. Guns N’ Roses’ın Use Your Illusion I ve II diye iki albümü vardır mesela aynı anda çıkan… Bunu da onun gibi düşün. Çok parçamız vardı. Çok uzun bir süre geçti son albümden bu yana. Sende o parça var, bende o parça var derken 18-19 en sonunda 20 şarkıda karar kıldık.”
Onu anladım da neden tek bir paket değil de ayrı ayrı satılan iki albüm?
“Ha tamam” diyor, “O şunu sağlıyor. İkisi bir arada yüksek bir fiyat olacak ve satın alması zor. Tek tek olduğu zaman almak daha kolay. İkisini birden alamasa da birini alır en azından.”
Tek tek dinlenebilecek albümler mi bunlar peki? “Hepsinin kendi içinde bir anlamı var elbet.”
İki farklı albüm için özel bir şarkı seçimi yaptınız mı?
“Eşit bir dağılım yapmaya çalıştık” diye araya giriyor Batuhan, “Şu albümde bu tip şarkılar, diğerinde şöyle şarkılar gibi bir ayırıma gitmedik.”

Duman her zamankinden daha diri, daha sözünü sakınmaz, daha umursamaz, daha özgüvenli bu albümde. Bu adamları ilk tanıdığımda, 2001’de ilk albümün ardından uzunca bir süre geçmişti ve sıkıntılı bir dönem geçiriyorlardı. “Ne bekliyorsunuz” diye sormuştum. “Gittiğimiz her şehirde bizi dinlemeye 200 kişi gelse yeter” demişlerdi, “başka bir şey beklemiyoruz.” Şu an çok daha fazlasına sahipler. Gittikleri her şehirde binlerce, onbinlerce dinleyiciye çalıyorlar. Bir Duman konserinde yer bulmak bile neredeyse imkansız. İnsanlar onları görmek için birbirini çiğniyor. Konserde tüm şarkılar ayin gibi hep bir ağızdan söyleniyor ve tüm bu enerji onları sahnede ve stüdyoda Türkiye’nin en “ne yaptığını bilen” grubu yapıyor. Ve en kendinden emin grubu… Bugün para, şöhret her şeye sahipler ama beklentileri ilk baştakinden farklı değil. Görüşmemizin hemen ardından provaya gidecekler ve yeni kurulan bir grup gibi heyecanlı olduklarını görebiliyorum. 2008 Eylül’den bu yana ilk konserlerini 5 Nisan’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde verecekler. Kaan çok heyecanlı. “Bakalım” diyor, “yeni şarkıları ezberleyebilecekler mi o zamana kadar…” Kaan’ın, Duman cemaatinin şarkıları seveceğinden zaten hiç kuşkusu yok da, acaba ezberleyebilecekler mi?

“Lem Yelid ve Löp Yutar!”

Bence ezberleyecekler. Çünkü bu albümdeki sözler akılda kalmayacak gibi değil. “Paranoya” diye bir şarkı var, tekerleme gibi. Şarkıda Kaan sürekli eli, kolu, kuyruğu, boynuzu olan ‘birileri’nden bahsediyor. “Ortada birileri var, orda da birileri var…” Adeta bir Hasan Karacadağ korkusu. “Sen hiç paranoyak olmadın mı?” diye soruyor Kaan. “Paranoya neyse o şarkıda o işte.”
Bu albümde ilişkiler, kadınlar, adamlar, dertler, neşeler, endişeler, öfke, huzur, insan olmak, sarhoş olmak, hayvan olmak, kendini fazla önemsememek üzerine (“Of” favorim) 20 şarkı var.
Karakteri oturmuş, sözleri oturmuş, melodileri oturmuş, ‘kodu mu oturtan’ şarkılar… Duman’dan başkası çalsa söylese bu kadar hoşumuza gitmeyecek şarkılar…
Uzun gitar soloları, enstrümental bölümler. Artık popüler müzikte kimsenin rağbet etmediği şeyler bunlar, ama Duman yapınca oluyor.
“Bunları planlamıyoruz.” Diyor Kaan. “Prodüktör de biz olduğumuz için istediğimiz gibi yapıyoruz, düzenliyoruz.”
Prodüktöre ihtiyaç duymuyorlar mı?
“Hayır. Tüm aranjmanlar, her şey bize ait. Kendimiz karar veriyoruz.”
Peki kıstasları ne?
“Enerjiyi bozmamak.”

Eskiden beri sözünü sakınmayan bir grup Duman. Ama bu albümde daha fazla eleştiri var sanki. Mesela “Rezil” diye bir şarkı var. “Ortada bir dergah var/Devrilir başın yarar/Arkasında tezgah var/Lem yelid ve löp yutar.”
Kaan “Sözler zaten açık” diyor. “Dini suistimal edip bunun üzerinden kendine menfaat sağlayanlar varsa... İşte bu da onları anlatıyor.”

Ortada bir yanlış var/Yanlış yapan yanar/Arkasında sandık var/Değmesin akıncılar… Bu seçimle mi ilgili?
“Arkasında her zaman sandık olmuyor mu zaten? Hepsi sandıktan çıkmıyor mu? Ben bu şarkıyı yazarken geniş zamanlı düşündüm. Herhangi bir parti ya da kişiyi hedef almadım. Burada bir suistimal görüyorum. Ve tarih boyunca olmuş bir şey. Bugüne has değil.”
“Hayvan”, “İyi De Bana Ne”; bu şarkılar kriz döneminde mi yazıldı?
“Biz hep krizde değil miyiz zaten? Hep aynı politik çıkmazlar içinde değil miyiz?”
2001 krizinin ardından da Duman’la konuşmuştuk. İlk albümleri kült olmuş ama ikinci albümleri bir türlü çıkmak bilmemişti. Grup pek de iyi bir durumda değildi. Sezen Aksu’nun “Beni Yak”ını daha söylememişlerdi ve Duman gerçek patlamasını henüz yapmamıştı. Belki de bu patlamayı 2001 krizine ve peşisıra gelen döneme borçlular.
“Aslında kriz herkesi nasıl etkiliyorsa bizi de öyle etkiliyor” diyor Kaan. Daha çok çalabilecekken daha az çalıyorsun. Daha çok alabilecekken daha az alıyorsun. Toplumsal bir olay yani, kimse yakasını kurtaramıyor.

Gelecek konusunda ne düşünüyorlar peki?
“Herkes karamsar. Ama karamsar olmak işe yaramaz. İyi olacak diye bakacağız ve geçmesini bekleyeceğiz. Onu da yaşayacağız yani başka çaresi yok. Beraber daha iyiye, daha güzele…”
Kaan zaman zaman çok klişe laflar ediyor. Ama bunu yaparken gülümsüyor ve bu da söylediği şeyde hafif bir anlam kayması yaratabiliyor. Yorum sizindir.

Zavallı Duman kadını!

Albümde elbette bütün şarkılar memleket meseleleri hakkında değil. Duman her zamanki gibi insanları en zayıf noktalarından yakalıyor: İlişkiler. “Kadınlarla ilgili yazdıklarınızı size okumak isterim” diyorum. Önümde farklı şarkılardan seçme sözler var.
“Şimdi” diyorum. “Anladığım kadarıyla ortada bir kadın var. Bazen sizi anlıyor, bazen anlamıyor. Kimseyi tanımamış oluyorsunuz ondan daha güzel. Kalbinizi yarıyor içine acayip bir tohum ekiyor. Peşinden koşuyorsunuz, ama bazen ona “amma da boşsun” diyorsunuz. Ağınıza takılmasını istiyorsunuz, tadına bakmak istiyorsunuz. Elleri ellerinize, saçları saçlarınıza karışsın istiyorsunuz, “bir sen olsan” diyorsunuz. Onun için ölüyorsunuz. Sonra bu aşk sizi yoruyor. ‘Şu geçen kimin yari’ oluyor… Bir yaramazlık, çapkınlık… Kadını mahvettiniz, bitirdiniz, manyak yaptınız…”
Kahkahalar patlıyor. Herkes önüne bakıyor ama net bir yanıt yok.
Bu kadın çok yoruluyor gibi geldi bana. Hepsini altalta yazınca çok acayip bir şey çıkıyor. İlişkiler hep böyle acayip mi demek istiyorsunuz?
“Hepsi aslında ilişkinin farklı zamanlarında, farklı ruh hallerinde yazılmış şeyler” diye Batuhan lafa giriyor. “Bir gün sinirli kalkıyorsun, diğer gün iyi hissediyorsun. İnsanın değişik ruh halleri oluyor.” Ari sadece bakmakla yetiniyor. Cengiz sıkıldı. Kaan klişe patlatıyor: “Artık sözleri ve şarkıları dinleyenler yorumlayacak. Onlar nasıl anlarsa öyle…” Yine aynı gülümseme…


Duman I ve Duman II’den seçme sözler


Kaçan balık misali/Şu giden kimin yari/Takıl ağıma canım/Tadına bakacağım
(Balık)

Kalbimi çaldı/Ortasından yardı/Bir tohum ekti/Çok farklı
(Vals)

Elleri ellerime/Gözleri gözlerime/Saçları saçlarıma/Karışa bir sen olsan
(Elleri ellerime)

İyisin hoşsun bir yokuşsun/Harbiden bayağı bir boşsun/Şarkıya türküye lanet olsun/Anlayamadın ya
(Dibine Kadar)

Bekler benimle, bir ömür geçer/Seni kandırdım kandırmasam
(Sevdim Desem)

Yaralar derin/Seneler kadar/açılın geri… Geceler benim/Geceler bana/Unutun beni
(Helal Olsun)

Ellerimde kan dilimden akar/Kime ne bana ne/Bu aşk beni yorar
(Bu Aşk Beni Yorar)

Başka çaremiz mi var nerde/Hala bir ümit mi var bekle/Sol yanım feryat eder dinle/Söyle bu kaçıncı ettiğin tövbe
(Tövbe)

İşte kalem işte kurşun/Böyle biter senin marşın/Bestelenirken ben oradaydım, artık siz paylaşın
(Senin Marşın)

Hepimiz bir hayvanız/İnsan olmak kavgamız
(Hayvan)

Sanma sakın özelsin, Tanrılara bedelsin/Toprak olur gidersin
(Of)

Onlar üzer ben üzülmem/Elimde olsa hiç düşünmem/Ölümlü dünya derde girmem/Sevince boğsa da değişmem/Hayale daldım hiç gerilmem/Harcandım harman kaldım/Gündüz soldum akşam açtım
(Sarhoş)

***

Yazının gazetedeki hali ve sayfa düzenini görmek için tıklayınız.

1 yorum:

  1. albumden bir kac sarkıyı dinleyebildim,gercekten cok guzel album olacaga benziyor,costurmuslar,bir kac adım uzaga gitmisler..

    YanıtlaSil