31 Mart 2009 Salı

Jason Newsted Metallica'dan ayrıldığı için pişman mı?


Hayır efendim. Kesinlikle değilmiş. Yüzde bir milyar değil. Rolling Stone'a böyle söylemiş Newsted. Pek yakında Metallica Newsted'li kadrosuyla Rock'n Roll Hall of Fame'de çalacak ve ödül alacak. Şimdilerde basın onunla konuşmaya pek meraklı. RS'in yaptığı mini röportaj şuradadır. İlgili olanlara duyuralım...
Şimdi herkesin sorduğu soru şu: Acaba grup yeniden eski kadroya dönüp Trujillo'yu gönderecek mi? Bekleyip görelim.

İşte 'renkli' gruplar!




Rolling Stone dergisi okurlarının artık gelenekselleşen tematik listelerinin bir yenisi daha müessesemize gelmiştir. Türkçe liste yapmak isteyenlerin aşağıdan devam etmesi ya da müdüriyete başvurması rica olunur...

1. Green Day
2. The White Stripes
3. Black Sabbath
4. Red Hot Chili Peppers
5. Pink Floyd
6. Deep Purple
7. Black Flag
8. Black Keys
9. James Brown
10. Black Lips
11. Al Green
12. Blue Oyster Cult
13. White Zombie
14. Black Rebel Motorcycle Club
15. Black Kids
16. Frank Black
17. Godspeed You! Black Emperor
18. Yellowcard
19. Silversun Pickups
20. The Red Krayola

***

21. Beyaz Kelebekler
22. Mor ve Ötesi
23. Mavi Sakal...
24. ?...

Kurban solisti Deniz Yılmaz'dan çok "Manyak bi' proje"


Yeni Kurban albümünün eli kulağında biliyorsunuz. Grup bu albümle yatıp kalkıyor sanıyoruz ama anlaşılan başka projelere zaman ayıracak enerjiye de sahipler. Bkz. Deniz Yılmaz. Kurban solisti geçen yıllar içinde birden çok projede yer aldı. Aslen bas gitarist olarak yer aldığı Panik, 2006'da EMI etiketiyle Almayan Böyle Olsun isimli bir albüm de yayınlamıştı. (Deniz artık grupta değil) Deniz Yılmaz, bir süredir varolan diğer projesi Manyak'ın yeni bir şarkı kaydettiğini (yeni bir beste değil, bir 'yeniden icra' desek daha doğru olacak) duyurdu geçenlerde: "Ölürsem Kabrime Gelme". Manyak, Deniz Yılmaz dışında yine bir ex-Panik olan Kaan Alptekin'i (davul) de barındırıyor bünyesinde. Meraklıları bir kulak versin deriz.

Not: Grubun adı olan Manyak ile ilgili müzik basınında onlarca manyak'lı başlık çıkacağını şimdiden görür gibiyiz. İlkini Hafif Müzik olarak bu yazıda törenle yapıyoruz. Gruba ve sevenlerine hayırlı uğurlu olsun...

İran'da 'blogger' patlaması yaşanıyor. Peki neden?


Iran: A nation of bloggers from Mr.Aaron on Vimeo.

Türkiye gibi çok genç bir nüfusa sahip olan İran'da blogger patlaması yaşanıyor. Ülke, dünyada en fazla blog ve blogcu bulunan üçüncü ülke olmuş.

30 Mart 2009 Pazartesi

Marilyn Manson popçu oldu!

Efendim Iggy Pop cazcı oldu haberimizin ardından şimdi bir tane daha "oldu" haberimiz var. Bu defa da Marilyn Manson oldu. Ama popçu oldu. En azından hayranlarına göre... Sanatçının 19 Mayıs'ta piyasaya çıkacak The High End of Love albümünden yayınlanan ilk şarkı We Are From America hayranlarını üzmüş Manson'ın. Çünkü hayranlara göre şarkı pop şarkısı gibiymiş. Dans ritimleri falan hoş karşılanmamış. Bakın şarkı şurada var. Peki fena mı olmuş? Bunu daha sonraya bırakalım, yorumu albümü dinledikten sonra yapalım.

Bob Dylan'ın yeni albümünün detayları belli oldu!


Together Through Life isimli albümden yayınlanan ilk single’ın adı Beyond Here Lise Nothin’. Bu şarkıyı Dylan’ın web sitesinde dinleyebilirsiniz. Together Through Life Dylan’ın 46. albümü. İçinde 10 yeni şarkı bulunuyor.
Efendim ayrıca Dylan, Edith Piaf’ın hayatını konu alan “La Vie En Rose” filminin yapımcısı Olivier Dahan’ın yeni projesi için de bir şarkı kaydetmiş. Renée Zellweger’ın başrolünü oynadığı “My Own Love Song” filmi için yapılan yeni şarkının adı “Life Is Hard” imiş. Dylan bu aralar pek faal, bilginize…

Duman ile yapılan en kapsamlı röportaj!


Pazar günü Sabah alanlar, Pazar ekinde manşet olan Duman röportajını gördüler. Geçen hafta Salı günü grupla yaptığımız sohbetten oluşan yazıyı gazeteyi çeşitli nedenlerden görmeyenler vardır düşüncesiyle Hafif Müzik'te de yayınlıyoruz. Gazeteyi görmek isteyenler yazının sonundaki linkten Sabah'a gidebilirler.

***

‘Kodu mu oturtan’ şarkılar

İrlanda’da bir çiftlik evi kiralayıp yeşil kırlara karşı 20 şarkı kaydettiler. Dört yılın ardından çifte albümle geri döndüler. Kadınlar, adamlar, neşeler, endişeler, öfke, insan olmak, sarhoş olmak, hayvan olmak üzerine balyoz gibi şarkılarla...
YAZI MEHMET TEZ

Beyoğlu, Tünel’de bir apartmandayız. Karşıda Üsküdar, aşağıda Tophane sırtlarının tüm çarpık çurpuk, kara kuru çehresinin net bir şekilde seçilebildiği güneşli, harika bir gün. Elimde ince belli bardak, önümde notlarım, karşımda Duman var. Kaan Tangöze, Batuhan Mutlugil, Ari Barokas. Ve Cengiz Baysal. Aslında artık “ve” demeyeceğiz. Çünkü cazseverlerin yakından tanıdığı, Türkiye’nin en iyi davulcularından ve müzisyenlerinden Cengiz Baysal davulculuktan grubun dördüncü üyeliğine terfi etmiş durumda. Uzun yıllar gruba stüdyo ve konserlerde davul çaldıktan sonra şimdi iki şarkının söz ve müziğine imza atmış ve albüm kitapçığında gayet afili bir de fotoğrafı bulunuyor. Tüm bunları kendisine hatırlatırken sessiz, mutlu ve şaşkın: “Aslında ben uzun zamandır çalışıyorum grupla. Ve ‘sadece davulcuyum, çalar giderim’ gibi de olmuyordu. Birlikte zaman geçiriyorduk. Bu doğal bir sonuç oldu.”

Kaan çok mutlu, heyecanlı ve hayat dolu görünüyor. Bu yeni albüm ona yaramış. Çoğunlukla zor konuşan, anlatmaktan hoşlanmayan biri olarak espriler patlatıyor, kahkahayı basıyor. Kayıtlar sırasında “Sarhoş”u pek beğenen ve her çaldığında coşan İrlandalı elemandan, geçen yıl Memphis’te katıldıkları festivale hikayeler, anekdotlar. Aretha Franklin ve Lou Reed ile aynı sahnede çalmışlar. Kalabalık hiç Türkçe bilmese de ikinci şarkıda hemen sallanmaya başlamış. Kaan’ın ne dediğini anlamasalar da ne demek istediğini anlamış olmalılar. Neil Young’ı seyretmişler ve ondan çok etkilenmişler.

Batuhan sakin, sessiz ve bir yandan orada değilmiş gibi kayıtsız görünürken dikkatle dinliyor ve ortaya atılan bir soruda hemen devreye giriyor. Bu albümde dört şarkısı (“Balık”ı dinleyin) ve pek çok harika gitar solosu var.

Ari, bacak bacak üzerine atmış çok ağır ve sakin bir şekilde konuşarak bazen lafa giriyor, bazen de Kaan ya da Batuhan’a dönerek “öyle değil mi” tarzında bakışlar atıyor. Albümün can alıcı şarkılarından bazıları (“Hayvan””Senin Marşın”) ona ait.

Acaba ezberleyebilecekler mi?

Duman’ın son albümü “Seni Kendime Sakladım” çıkalı dört yıl olmuş. Bu Türkiye için bir asır demek. Ve bu bir asırda onlar da pek çok sınavdan geçtiler. Ortalarda pek gözükmedikleri bir dönemin ardından askere gittiler, dönüşte uzun bir konser serisi yaptılar. Derken yeni bestelerini derlediler ve son olarak İrlanda’da bir çiftlik evi kiralayıp yeşil kırlara karşı 20 şarkı kaydettiler. Bu çalışmanın sonucu 18 Mart’ta piyasaya çıkan yeni çifte albüm: Duman I ve Duman II.
Neden İrlanda’ya gittiklerini anlatıyor Kaan. “Asker dönüşü eldeki parçaları toparlayalım dedik. Sakin bir ortamda kayda girmek istiyorduk. Araştırmalara başladık. New York’ta Seattle’da olsun bir sürü stüdyo bulundu. İrlanda baştan beri aklımıza yatmıştı. Resimlerini gördüğümüzde çok beğenmiştik. Şehir dışında yemyeşil bir yer. Orada izole bir şekilde çalıştık. Zaten ihtiyacımız olan şey de buydu…”
Bu çifte albüm Duman’ın hiç şüphesiz en iyi eseri. Tüm albümleri içinde bir olgunluk dönemi başyapıtı. Askerlik, uzun süren kayıt dönemi, İrlanda, Cengiz Baysal’ın varlığı, aşklar meşkler, özel meseleler… Hepsi ya da hiçbiri, ne derseniz deyin, Duman’a yaramış. Müziğe yaramış. Kriz ve memleket meseleleri bile...
Neden aynı pakette değil de ayrı ayrı ayrı iki albüm çıkardıklarını merak ediyorum. Zira iki bağımsız albüm değil Duman I ve II. İkincisinde şarkı numarası 11’den devam ediyor. O halde neden aynı pakette değil da ayrı ayrı?
“Neden olmasın?” diye lafa giriyor Kaan, “Tabii ki bir ‘double’ albüm bu. Guns N’ Roses’ın Use Your Illusion I ve II diye iki albümü vardır mesela aynı anda çıkan… Bunu da onun gibi düşün. Çok parçamız vardı. Çok uzun bir süre geçti son albümden bu yana. Sende o parça var, bende o parça var derken 18-19 en sonunda 20 şarkıda karar kıldık.”
Onu anladım da neden tek bir paket değil de ayrı ayrı satılan iki albüm?
“Ha tamam” diyor, “O şunu sağlıyor. İkisi bir arada yüksek bir fiyat olacak ve satın alması zor. Tek tek olduğu zaman almak daha kolay. İkisini birden alamasa da birini alır en azından.”
Tek tek dinlenebilecek albümler mi bunlar peki? “Hepsinin kendi içinde bir anlamı var elbet.”
İki farklı albüm için özel bir şarkı seçimi yaptınız mı?
“Eşit bir dağılım yapmaya çalıştık” diye araya giriyor Batuhan, “Şu albümde bu tip şarkılar, diğerinde şöyle şarkılar gibi bir ayırıma gitmedik.”

Duman her zamankinden daha diri, daha sözünü sakınmaz, daha umursamaz, daha özgüvenli bu albümde. Bu adamları ilk tanıdığımda, 2001’de ilk albümün ardından uzunca bir süre geçmişti ve sıkıntılı bir dönem geçiriyorlardı. “Ne bekliyorsunuz” diye sormuştum. “Gittiğimiz her şehirde bizi dinlemeye 200 kişi gelse yeter” demişlerdi, “başka bir şey beklemiyoruz.” Şu an çok daha fazlasına sahipler. Gittikleri her şehirde binlerce, onbinlerce dinleyiciye çalıyorlar. Bir Duman konserinde yer bulmak bile neredeyse imkansız. İnsanlar onları görmek için birbirini çiğniyor. Konserde tüm şarkılar ayin gibi hep bir ağızdan söyleniyor ve tüm bu enerji onları sahnede ve stüdyoda Türkiye’nin en “ne yaptığını bilen” grubu yapıyor. Ve en kendinden emin grubu… Bugün para, şöhret her şeye sahipler ama beklentileri ilk baştakinden farklı değil. Görüşmemizin hemen ardından provaya gidecekler ve yeni kurulan bir grup gibi heyecanlı olduklarını görebiliyorum. 2008 Eylül’den bu yana ilk konserlerini 5 Nisan’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde verecekler. Kaan çok heyecanlı. “Bakalım” diyor, “yeni şarkıları ezberleyebilecekler mi o zamana kadar…” Kaan’ın, Duman cemaatinin şarkıları seveceğinden zaten hiç kuşkusu yok da, acaba ezberleyebilecekler mi?

“Lem Yelid ve Löp Yutar!”

Bence ezberleyecekler. Çünkü bu albümdeki sözler akılda kalmayacak gibi değil. “Paranoya” diye bir şarkı var, tekerleme gibi. Şarkıda Kaan sürekli eli, kolu, kuyruğu, boynuzu olan ‘birileri’nden bahsediyor. “Ortada birileri var, orda da birileri var…” Adeta bir Hasan Karacadağ korkusu. “Sen hiç paranoyak olmadın mı?” diye soruyor Kaan. “Paranoya neyse o şarkıda o işte.”
Bu albümde ilişkiler, kadınlar, adamlar, dertler, neşeler, endişeler, öfke, huzur, insan olmak, sarhoş olmak, hayvan olmak, kendini fazla önemsememek üzerine (“Of” favorim) 20 şarkı var.
Karakteri oturmuş, sözleri oturmuş, melodileri oturmuş, ‘kodu mu oturtan’ şarkılar… Duman’dan başkası çalsa söylese bu kadar hoşumuza gitmeyecek şarkılar…
Uzun gitar soloları, enstrümental bölümler. Artık popüler müzikte kimsenin rağbet etmediği şeyler bunlar, ama Duman yapınca oluyor.
“Bunları planlamıyoruz.” Diyor Kaan. “Prodüktör de biz olduğumuz için istediğimiz gibi yapıyoruz, düzenliyoruz.”
Prodüktöre ihtiyaç duymuyorlar mı?
“Hayır. Tüm aranjmanlar, her şey bize ait. Kendimiz karar veriyoruz.”
Peki kıstasları ne?
“Enerjiyi bozmamak.”

Eskiden beri sözünü sakınmayan bir grup Duman. Ama bu albümde daha fazla eleştiri var sanki. Mesela “Rezil” diye bir şarkı var. “Ortada bir dergah var/Devrilir başın yarar/Arkasında tezgah var/Lem yelid ve löp yutar.”
Kaan “Sözler zaten açık” diyor. “Dini suistimal edip bunun üzerinden kendine menfaat sağlayanlar varsa... İşte bu da onları anlatıyor.”

Ortada bir yanlış var/Yanlış yapan yanar/Arkasında sandık var/Değmesin akıncılar… Bu seçimle mi ilgili?
“Arkasında her zaman sandık olmuyor mu zaten? Hepsi sandıktan çıkmıyor mu? Ben bu şarkıyı yazarken geniş zamanlı düşündüm. Herhangi bir parti ya da kişiyi hedef almadım. Burada bir suistimal görüyorum. Ve tarih boyunca olmuş bir şey. Bugüne has değil.”
“Hayvan”, “İyi De Bana Ne”; bu şarkılar kriz döneminde mi yazıldı?
“Biz hep krizde değil miyiz zaten? Hep aynı politik çıkmazlar içinde değil miyiz?”
2001 krizinin ardından da Duman’la konuşmuştuk. İlk albümleri kült olmuş ama ikinci albümleri bir türlü çıkmak bilmemişti. Grup pek de iyi bir durumda değildi. Sezen Aksu’nun “Beni Yak”ını daha söylememişlerdi ve Duman gerçek patlamasını henüz yapmamıştı. Belki de bu patlamayı 2001 krizine ve peşisıra gelen döneme borçlular.
“Aslında kriz herkesi nasıl etkiliyorsa bizi de öyle etkiliyor” diyor Kaan. Daha çok çalabilecekken daha az çalıyorsun. Daha çok alabilecekken daha az alıyorsun. Toplumsal bir olay yani, kimse yakasını kurtaramıyor.

Gelecek konusunda ne düşünüyorlar peki?
“Herkes karamsar. Ama karamsar olmak işe yaramaz. İyi olacak diye bakacağız ve geçmesini bekleyeceğiz. Onu da yaşayacağız yani başka çaresi yok. Beraber daha iyiye, daha güzele…”
Kaan zaman zaman çok klişe laflar ediyor. Ama bunu yaparken gülümsüyor ve bu da söylediği şeyde hafif bir anlam kayması yaratabiliyor. Yorum sizindir.

Zavallı Duman kadını!

Albümde elbette bütün şarkılar memleket meseleleri hakkında değil. Duman her zamanki gibi insanları en zayıf noktalarından yakalıyor: İlişkiler. “Kadınlarla ilgili yazdıklarınızı size okumak isterim” diyorum. Önümde farklı şarkılardan seçme sözler var.
“Şimdi” diyorum. “Anladığım kadarıyla ortada bir kadın var. Bazen sizi anlıyor, bazen anlamıyor. Kimseyi tanımamış oluyorsunuz ondan daha güzel. Kalbinizi yarıyor içine acayip bir tohum ekiyor. Peşinden koşuyorsunuz, ama bazen ona “amma da boşsun” diyorsunuz. Ağınıza takılmasını istiyorsunuz, tadına bakmak istiyorsunuz. Elleri ellerinize, saçları saçlarınıza karışsın istiyorsunuz, “bir sen olsan” diyorsunuz. Onun için ölüyorsunuz. Sonra bu aşk sizi yoruyor. ‘Şu geçen kimin yari’ oluyor… Bir yaramazlık, çapkınlık… Kadını mahvettiniz, bitirdiniz, manyak yaptınız…”
Kahkahalar patlıyor. Herkes önüne bakıyor ama net bir yanıt yok.
Bu kadın çok yoruluyor gibi geldi bana. Hepsini altalta yazınca çok acayip bir şey çıkıyor. İlişkiler hep böyle acayip mi demek istiyorsunuz?
“Hepsi aslında ilişkinin farklı zamanlarında, farklı ruh hallerinde yazılmış şeyler” diye Batuhan lafa giriyor. “Bir gün sinirli kalkıyorsun, diğer gün iyi hissediyorsun. İnsanın değişik ruh halleri oluyor.” Ari sadece bakmakla yetiniyor. Cengiz sıkıldı. Kaan klişe patlatıyor: “Artık sözleri ve şarkıları dinleyenler yorumlayacak. Onlar nasıl anlarsa öyle…” Yine aynı gülümseme…


Duman I ve Duman II’den seçme sözler


Kaçan balık misali/Şu giden kimin yari/Takıl ağıma canım/Tadına bakacağım
(Balık)

Kalbimi çaldı/Ortasından yardı/Bir tohum ekti/Çok farklı
(Vals)

Elleri ellerime/Gözleri gözlerime/Saçları saçlarıma/Karışa bir sen olsan
(Elleri ellerime)

İyisin hoşsun bir yokuşsun/Harbiden bayağı bir boşsun/Şarkıya türküye lanet olsun/Anlayamadın ya
(Dibine Kadar)

Bekler benimle, bir ömür geçer/Seni kandırdım kandırmasam
(Sevdim Desem)

Yaralar derin/Seneler kadar/açılın geri… Geceler benim/Geceler bana/Unutun beni
(Helal Olsun)

Ellerimde kan dilimden akar/Kime ne bana ne/Bu aşk beni yorar
(Bu Aşk Beni Yorar)

Başka çaremiz mi var nerde/Hala bir ümit mi var bekle/Sol yanım feryat eder dinle/Söyle bu kaçıncı ettiğin tövbe
(Tövbe)

İşte kalem işte kurşun/Böyle biter senin marşın/Bestelenirken ben oradaydım, artık siz paylaşın
(Senin Marşın)

Hepimiz bir hayvanız/İnsan olmak kavgamız
(Hayvan)

Sanma sakın özelsin, Tanrılara bedelsin/Toprak olur gidersin
(Of)

Onlar üzer ben üzülmem/Elimde olsa hiç düşünmem/Ölümlü dünya derde girmem/Sevince boğsa da değişmem/Hayale daldım hiç gerilmem/Harcandım harman kaldım/Gündüz soldum akşam açtım
(Sarhoş)

***

Yazının gazetedeki hali ve sayfa düzenini görmek için tıklayınız.

29 Mart 2009 Pazar

Portecho, Studio Plastico klibinin yayınını durdurma kararı aldı


Aşağıdaki açıklamaya göre Portecho, Studio Plastico şarkısına çekilen klibin yayınını durdurma kararı aldı. Hafif Müzik'te geçen hafta klibin bakış açısını eleştirmiştik. Çeşitli basın organlarında da izleyiciler tarafından yapılan pek iç açıcı olmadığını söyleyebileceğimiz yorumlar yer almıştı. Portecho ekibi ve yönetmen Berkun Oya'nın açıklaması aşağıda.
Klibin her ne sebepten olursa olsun yayından kalkması ise bizde üzüntü yarattı. Çünkü bize göre özgür bireylerden oluşan bir toplumda herkes fikirlerini özgürce ifade edebilmeli. Saygı sınırları içinde dileyen katılmalı, dileyen eleştirmeli, her ikisi de doğal kabul edilmeli. Ama hiçbir şey yayından kalkma noktasına gelmemeli. Bu karara üzüldüğümüzü belirtelim.

İşte açıklama:

Grubumuz PORTECHO’nun “Studio Plastico” albümünde yer alan aynı isimli şarkısı için çekilen ve yönetmenliğini BERKUN OYA’nın üstlendiği video klibimizin tüm medya görüntüleri, internet ve tv kanalları yayınlarına son verme kararı almış bulunmaktayız.

Klibin teması ve amacı; Türkiye gibi bir çok fikir, kültür, görüş, inanç farklılığının bir arada varolduğu bir ülkede, tüm bu farklı düşünenlerin birbirlerine anlayışla, hoşgörüyle, uzlaşmacı tavırlarla ve sabırla yaklaşması gerektiğini vurgulamaktı.

Ancak; Portecho Grubu ve Yönetmen Berkun Oya tarafından iletilmek istenen mesajı doğru alabilen izleyici kitlesinin yanı sıra, tamamen amacından farklı algılayan ve karanlık düşüncelerle gölgelemek isteyen bir kitlenin de varolduğu üzüntüyle farkedilmiştir.

Bu noktada, klibin daha da fazla esas amacından saptırılmasına ve yukarıda ifade edilen “farklı düşünenlerin birbirlerine anlayışla, hoşgörüyle, uzlaşmacı tavırlarla ve sabırla yaklaşması gerektiği” yaklaşımının tam aksi algılanmasına sebep vermek isteyenlere malzeme olmasına izin vermek istememekteyiz.

Saygılarımızla,
Berkun Oya (yönetmen), Deniz Cuylan (Portecho üyesi), Tan Tunçağ (Portecho üyesi).

28 Mart 2009 Cumartesi

Bu festivalin kadrosuna dikkat!

Hafif Müzik Türkiye'den ve dünyadan müzik haberleri vermeye devam ediyor. Bakınız okurlarımızdan gelen uyarıları değerlendirip Primavera Festivali'nin kadrosunu aşağıda veriyoruz.
Barcelona, Parc Del Forum'da yapılacak festival, Avrupa'da en yeni ve alternatif isimleri bir araya getiriyor ve gerçekten de çok ince bir zevke hitap edecek şekilde hazırlanmış. Nasıl derler, anlayana cennet... Bütün isimleri dikkatle tarayınız, bilmedikleriniz varsa eksiklerinizi tamamlayınız. Çok faydalı bir festival olarak kayıtlara geçiriniz...
(Resimde geçen yılki Modest Mouse performansı görülüyor.)


28 Mayıs
My Bloody Valentine
| Aphex Twin | Yo La Tengo | The Jesus Lizard | Phoenix | Squarepusher | The Vaselines | Spectrum | Andrew Bird | Jay Reatard | Lightning Bolt | The Bats | Marnie Stern | Dead Meadow | Ponytail | Ebony Bones | Wooden Shjips | The Bug | Bowerbirds | Joe Crepúsculo y Los Destructores | Wavves | The Tallest Man On Earth | Women | Magik Markers | Veracruz | La Bien Querida | Girls | Cuzo | Meneo

29 Mayıs
Bloc Party | Jarvis Cocker | Spiritualized | Throwing Muses | Saint Etienne | Shellac | Joe Henry | Art Brut | A Certain Ratio | Sunn O))) | Magnolia Electric Co. | Jason Lytle | The Pains Of Being Pure At Heart | Michael Mayer | Dan Deacon Ensemble | Rhythm & Sound (Mark Ernestus) | The Mae Shi | The Drones | Bat For Lashes | Damien Jurado | Fucked Up | The Extraordinaires | Tokyo Sex Destruction | Crystal Stilts | Vivian Girls | Crystal Antlers | Uffie | Extra Life | Mahjongg | Carsick Cars | Sleepy Sun | Los Punsetes | Skatebård | Extraperlo | Rosvita

30 Mayıs
Neil Young
| Sonic Youth | The Jayhawks | Michael Nyman | Ghostface Killah | The New Year | Liars | Herman Dune | Deerhunter | Black Lips | The Bad Plus | Gang Gang Dance | Oneida | Th' Faith Healers | DJ /rupture | Ariel Pink | El-P | Simian Mobile Disco | Jeremy Jay | A-Trak | Jesu | Alela Diane | Shearwater | Kitty ,Daisy & Lewis | The Soft Pack | Chad VanGaalen | Plants & Animals | The Secret Society | Maika Makovski | Zombie Zombie | The Lions Constellation | Lemonade | Dj Mehdi

Nil Karaibrahimgil stage dive yaptı. Ama nasıl?



Nil - Seviyorum Sevmiyorum - video powered by Metacafe



Efendim Nil hanımın yeni klibi pek bir trendy olmuş. Dünyadaki tüm yeni akımlar modalar hepsi bu klipte buluşmuş adeta. "Ne kadar Avrupai" dedik görür görmez...
Ama şimdi bir an bunları kenara, bir başka yazıya bırakalım ve klipteki stage dive sahnesine odaklanalım. Bakınız Hafif Müzik'in dev kadrosuna katılan ve pek yakında yazı ve yorumlarıyla aramızda olacak Melis Danişmend bu sahnenin perde arkasını yazdı. Aşağı bir de Pearl Jam videosu koyduk ki hangisi gerçek hangisi çakma anlaşılsın diye.

İşte Melis Danişmend'in yazısı:

Eddie Vedder bizi mi yedi?

Fesatlık gibi olmasın ama Nil Karaibrahimgil’in yeni klibindeki (Seviyorum Sevmiyorum) performansını bir yerden gözünüz ısırıyor mu? Saç/kalça/mikrofon sallamalar, hafif dudak aralamalar, deri pantolonlar. Hepsini geçin, ‘stage dive.’ Bu ‘çok güzel hareketleri’ bir yerlerden hatırlıyoruz sanki? A evet, Juliette Lewis & The Licks@Yeni Melek, 28 Kasım 2006. Hadi olur olur, insan insana, performans performansa benzer diyelim. Ama bu sefer de bu ‘stage dive’ olayının klip çekimi esnasında bayağı planlı programlı gerçekleştiğini öğreniyoruz. Üzerine atlanacak insan grubu önceden belirlenmiş, daha önce beraber çalışılan ‘güvenli’ tipler önlere alınmış, “Şöyle de atlayayım, sırtımı da döneyim,” denmiş, vs. ‘Stage dive’ denen şey, performans sırasında içten gelen, bir anlık sapıtma sonucu yapılan bir şey değil midir? Yoksa yıllarca Eddie Vedder bizi mi yedi?
Melis Danişmend

Alive - Pearl Jam

27 Mart 2009 Cuma

Yazar ve Iron Maiden hayranı Doğu Yücel nasıl çileden çıktı?


Doğu Yücel'in az önce Facebook'ta yayınladığı mesajı aynen aktarıyoruz:

"Bugüne kadar Iron Maiden için parmağını oynatmayan organizatörlerin bu sene müzik kültürümüze kazandıracakları isimler: Katy Perry ve Linkin Park! Bunları getirmek Maiden izleme tecrübesini bu ülkenin konser dağarcığına, bu ülkenin müzisyeninin ilham kazanına katmaktan daha mı önemlidir? Bu ülkede kaç müzisyen Katy Perry'den, LP'den etkilenerek müzik yapmaktadır? Artık bu soruları yüksek sesle sormanın vakti geldi."

Doğu Yücel

Iggy Pop cazcı oldu!



Iggy Pop'un yeni albümü Preliminaire, punk'ın kült karakterinin artık yumuşadığını gösteriyor. Fransa'da takılan ve hayatında geç bir aydınlanma dönemi geçirdiği konuşulan Iggy Pop köklere dönüş yapmış, caz ve blues hadisesine derinden dalmış. Pop "Artık aptal gitarlarla çalınan, böğüre böğüre söylenen gerizekalı müzikler dinlemeye dayanamıyorum" demiş NME'ye. "Artık Louise Armstrong dönemi New Orleans cazı dinliyorum..."
Bizim tek anladığımız Pop'un hayatında gerçekten birşeyleri değiştirmek istiyor ve işe damardan yaklaşıyor.
Albüm Fransız yazar Michelle Houellebecq'in yazılarından esinlenmiş. Caz ve Paris biliyorsunuz tarihte önemli bir ikilidir ve Pop bu eski dostlara biraz da punk tuşesi ekliyor. En azından tarzı ve söyledikleriyle.
Bakın resimde Pop, Paris'te Houllebecq ile birlikte muhabbette.

Dikkat dikkat!
Değerli basın mensuplarının dikkatine. Şimdi yarın gazetelerde, dergilerde, sağda solda yine bu haber çıkacak. Yine çalıp çırpacaksınız biliyoruz. Size hizmet zevktir de arada bir de kaynak gösterseniz şu garipleri seyrek de olsa bir sevindirseniz. Ne iyi olurdu...
Hangi haberlerden mi söz ediyoruz? O arkadaşlar anladı. Anlamayan da yazının sonundaki etiketlere bakabilir.
Bir de açıklama yapalım. Bloğumuzda gördüğü Bill Shannon haberinden kaynağını da belirterek köşesinde bahseden Hürriyet'ten Mevlüt Tezel'e teşekkür ediyoruz.
Müdüriyet

26 Mart 2009 Perşembe

Son dakika... Bir dergi daha kapanıyor!


Amerika'nın en önemli müzik dergilerinden Blender artık yayınlanmayacak. Derginin kağıt baskısının artık olmayacağı, tüm yayıncılık faaliyetinin web üzerine kaydırıldığı açıklandı. Şu anda piyasada olan Blender, geçen yıl Rolling Stone'un (ve eskiden Details'in) editörü Joe Levy'yi yayın yönetmenliğine getirmişti. Yetkililer Levy'nin Maxim ve Maxim.com'un başına getirildiğini açıkladı.
Blender alternatif müziğe olan ilgisi ve özellikle Amerika'da Rolling Stone'un hitap etmekte zorlandığı genç kitleye hitap etmesiyle biliniyor.
Şimdi gözler diğer dergilerde. Bakalım Rolling Stone ve Blender'ın rakibi Spin ne gibi kararlar alacak. Müzik basınındaki gelişmeleri hem dünyada hem de Türkiye'de izlemeye devam edeceğiz.

Sevdiğimiz şeyler: Klip

Efendim eski meski ama sezyum'un bloğuna koyduğunu görünce muhabbetle hatırladık. Bakınız pek çok versiyonu da var bu klibin. Bizdeki en doğal hali...
Huzurlarınızda The Cribs'den "Men's Needs".

Son dakika... Santana ve Katy Perry kesinleşti!



Konser haberleri birbiri ardına gelmeye başladı. Hafif Müzik'e gelen bilgilere göre Santana konseri de 6 Temmuz tarihinde Kuruçeşme Arena'da yapılacak. Kim mi getirecek? O tarihlerde İstanbul Caz Festivali olduğunu herkes biliyor. Görünen köy kılavuz istemez diyelim. Ayrıca yakışır da festivale...

Temmuz ayındaki bir diğer konser haberi de Katy Perry'den. 9 Temmuz İstanbul Fenerbahçe'deki True Blue'da sahne alacak. Burası bir tür Beach Club/Restoran bilmeyenlere söyleyelim. Bu haber de official sitede açıklanmış durumda.
Hafif Müzik yeni konser haberleriyle karşınızda olacak...

Linkin Park Rock'n Coke 2009'da!


Ve Hafif Müzik açıklıyor. Rock'n Coke'un Pazar gecesi headliner'ı Linkin Park. 17 - 19 Temmuz tarihlerinde yapılacak olan festivale grubun katılacağı resmi web sitesinde yer aldı. Hafif Müzik gelişmelerle karşınızda olacak. Okurumuz Sarp'a dikkati için teşekkür ediyoruz.

Pearl Jam'den 'paket' açıklaması!

Pearl Jam Ten Reissue EPK


Herkes heyecanla seçimlerden sonra açıklanacak kriz paketini beklerken, paket açıklaması Pearl Jam'den geldi. 20. yıldönümlerini kutlamak üzere harekete geçen Pearl Jam, fanlarını ilk olarak 1991 çıkışlı albümleri Ten’in re-issue paketleriyle selamlıyor. Albüm, dört ayrı paket halinde (CD, DVD, kaset ve plak formatlarında), dünya genelinde 23 Mart’ta piyasaya verildi. Albümün elden geçmiş bol bonuslu versiyonu bizde de Sony BMG etiketiyle, yüksek ihtimalle bu ayın sonunda yayınlanacak.

1991 çıkışlı Ten’in yeni halleri, alışık olduğumuz re-issue’lara benzemiyor pek. Albüm, yeniden master edilmiş ve remix’lenmiş versiyonlarıyla (grubun kadim prodüktörü Brendan O’Brien, Pearl Jam tayfasının ısrarlarına dayanamayıp Ten’i yeniden mix’lemeye razı olduğunu söylüyor. Klasik bir albümü yeniden elden geçirmeye cesaret edemiyormuş önceleri) paketleniyor ama bu yeniden basımı özel kılan asıl özelliği ekstraları. Konser kayıtları, daha önce yayınlanmamış kayıtlar ve yeni görsel tasarımın yanı sıra solist Eddie Vedder’ın kişisel not defteri de pakete dahil.
Ayhan Abayhan

Ne gerek vardı Portecho?



Portecho, Rolling Stone zamanından beri desteklediğimiz, müzikleriyle dans ettiğimiz, çok da sevdiğimiz bir ekip. Önceki klipleri de o kadar yaratıcı ve güzeldi ki her fırsatta bunu dile getiriyorduk. Hele Kapadokya'da çekilmiş balonla göğe yükseldikleri yok mu ("Papers") harikaydı. Hem fikrin basitliği, hem bu kadar güzel işlenmesi. Fikir varsa, efektler, kameralar önemli değil zaten... Teknik güzel bir fikrin yanında sadece detay...
Portecho her şeyini kendi yapan, kliplerinin prodüksiyonunu ve senaryolarını da kendi üstlenen bir ekip. Ancak son klibi izleyince tüm bu düşüncelerimiz değişti. "O yaratıcı zihinler gitmiş, sanki başka bir kafa gelmiş" diyorduk ki meğer hakikaten öyleymiş.
Mini etekli çarşaflı kadın gibi yaratıcılığın inceliklerinden uzak, sadece tepki almaya ve yaraları kaşımaya yönelik sevimsiz ve (kusura bakmayın ama çok da sıradan) bu fikir meğer Berkun Oya'nınmış.
Şimdi herhalde bu klipteki kadın eleştirildikçe Berkun Oya ne kadar da sanatsal bir iş yaptım diye sevinecek (sanatçının toplumu düşünmeye sevk ettiği ender anlardan birindeyiz değerli okur, tadını çıkar.) Sevinecek de acaba bu nuhneviden kalma demode fikirleri pazarlayarak nereye kadar başarılı olacak, insanlara neyi düşündürecek...
İnsanlar o kısımları çoktan aştı ama bazılarımız hala etek - çarşaf ekseninde kalmış durumda. Berkun Oya da onlardan...
Hadi böyle bir kız kullandın bari hikayeyi detaylandır da bizi inandır burada bu kızın gerekli olduğuna... İkna et bizi. Ama hayır. "Kızı koyduk, sokakta yürüttük, çok da tepki aldık..."
Bravo. Alinur Velidedeoğlu ile birlikte size hayatta başarılar. Onun da karesi yuvarlaktı, suyu kuruydu. Sizin kadar olmasa da, o da yaratıcı biri tabii...
Peki, tepkiler 10 numara. Ama incelik, zarafet, yaratıcılık, mantık, senaryo hepsi çöpe gitmiş.
Şimd bu yazıyı eleştirenler çıkabilir, küfredenler çıkabilir. Hepsine eyvallah. Ama bunu yapmakla ne doğru dürüst bir eleştiri yapmış oldunuz, ne de sanatsal açıdan, yaratıcılık açısından güzel bir işe imza attınız. Kusura bakmayın Portecho dostlar ama bu defa fena halde sınıfta kaldınız...

25 Mart 2009 Çarşamba

Hadise'nin klibinin gizli kodları!


Ve Hafif Müzik dev kadrosunu genişletmeye devam ediyor. Bu haftanın konuk sanatçısı Melis Alphan. Bakın Milliyet'in Cafe ekinin, cemiyetin tüm kadınlarını her gün hop oturup hop kaldırtan yazarı Alphan, Hadise'nin internete sızan klibini nasıl yorumladı... Klibin şifrelerini bakın nasıl çözdü... Hafif Müzik farkıyla...

***



İşte o Alphan'ın yazısı!

Hadise dümteklemeden evvel kurmaylarıyla yorgun argın işten eve gelir. Ona şefkat göstermek isteyen sevgilisine gösterip gösterip sonra birdenbire koltuğa ittiriverir. Artık günün stresinden midir bilinmez… Sonra kendini suçlu hisseder ve “Dur hayatım, üzerime rahat bir şeyler geçireyim” diyerek Süperman edasıyla göğsünden takımını yırtıverir. Ve tabii don-yarım atlet şeklinde kalır. Zira sevgilisi onun en çok göbeğini beğenir. Hadise’nin her fırsatta göbeğini açması bundandır. Poposu ise göbeğin bonusudur.
Hadise sevgilisine “Kendine bir içki al” derken don-atlet kesmediğinden yatak odasındaki saten çarşafa sarınır. Ve vantilatörün önüne geçip dans eder. En sevdiği numara budur.
Ama gardırobundaki bütün kıyafetleri gösterecek ya… Çarşaftan kurtulup Türkbükü kostümüne barınır. Mayokinisi ve o “şık” pareosuyla plaj partilerinde dans eden happy hour kızı olup çıkar.
Sonra, yerde otur kalk tarzı hareketlerle günlük egzersiz seansını tamamlar. Bu arada ortalarda görünmeyen sevgilisi Hadise’nin sürekli kıyafet değiştirmesi ve kendisiyle ilgilenmemesi sonucunda kapıyı çarpıp gitmiştir.
Melis Alphan

Visa reklamındaki koltuk değnekli adam kim?

Şu ara televizyonlarda sıkça dönen bir reklam var. Koltuk değnekli bir adam inanılmaz bir koreografiyle uçarcasına oradan oraya atlıyor. Bu ilginç reklamı ve koreografiyi görenlerse bir an durup ekran karşısında kitleniyorlar. Hafif Müzik açıklıyor: O oyuncunun adı Bill Shannon. Reklam Visa'nın Flow kampanyasını tanıtıyor ve bir seriden oluşuyor. Ünlü reklam şirketi Saatchi & Saatchi tarafından yapılmış. Shannon, School of the Art Institute, Chicago mezunu bir dans sanatçısı ve koreograf. Geliştirdiği dans tekniği ise tamamen kendisine özel. Peki nasıl mı geliştirmiş bu tekniğini? Özel durumu sayesinde. Bill Shannon’a doğumunda osteonecrosis teşhisi konmuş. Bir çeşit kemik hastalığına sahip Shannon koltuk değneklerinin hayatının bir parçası olacağını anlayınca yaratıcılığı, becerisi ve yeteneği sayesinde inanılmaz bir dansçı olmuş.
Shannon’ın Hafif Müzik’in dikkatini çekmesi ise 2007’de yayınlanan bir kliple olmuştu. Shannon RJD2’nun “Work It Out” isimli şarkısının videosunda oynamıştı. İşte o klip, izleyiniz...

24 Mart 2009 Salı

Eminem'in klibinden ilk görüntüler...


Eminem'in Dr. Dre ve 50 Cent ile birlikte oynadığı yeni albümün ilk videosundan görüntüler haber merkezlerine düşmeye başladı. 19 Mayıs'ta yayınlanacak Relapse isimli albümden ilk video "We Made You" isimli şarkıya çekiliyor. Üçlü çekimler için şu anda Las Vegas'ta. Eminem'in Relapse II isimli albümü ise yine 2009'da yıl sonuna doğru çıkacak. Eminem, Duman gibi iki albümü aynı anda çıkarmıyor, araya bir altı ay koyuyor sizin anlayacağınız....

Vogue'un yeni editörleri belli oldu! Peki hangi ülkede?


Vogue Türkiye geyikleri halen canlı bir şekilde devam ediyor. Herkes bu konuda meğer ne kadar bilgiliymiş. Her gün bir gazetede bu konu ele alınıyor. Doğuş Grubu'nun atılımı basında pek çok çevreyi harekete geçirdi ve neredeyse her sigara odasında, her kapı önü sohbetinde, her SMS'te bir Vogue lafı var.
Durum böyle olunca Vogue haberleri de pek değerli. Bakınız Hafif Müzik Vogue'un uluslararası yayınlarıyla ilgili bir gelişmeye yer veriyor. Haber Rusya, Almanya Vogue'larının yeni editörleriyle ilgili. Önceden İtalya ve İspanya Vanity Fair'lerinde yayın danışmanlığı hizmeti veren Ingrid Sischy ve Sandra Brandt Almanya-Rusya editörlüğüne getirilmişler. Kendini Türkiye'de bu göreve aday gören değerli basın mensuplarımız bu iki ismin geçmişini araştırarak kimlerin editör olduğu hakkında bir fikir edinebilirler.
Bir de not: Conde Nast uluslararası yayınlarını belli editörlükler altında toplayabiliyor. Yani Türkiye'de gerekli şartlara uygun biri bulunamazsa bu yayının editörlüğü Türk bir yardımcısı olan yabancı bir isme verilebilir.

Efendim madem Vogue'dan bahsettik, hiç sorulmayan şu önemli soruyu da soralım:
Peki Vogue'un moda editörü kim olacak?

İşte U2'nun yeni sahne düzeni!


U2'nun 2009 dünya turnesi tarihleri yavaş yavaş açıklanırken sahne şovunun ayrıntıları da belli oluyor. U2 bu yıl stadyum konserlerinde şu ana kadar herhangi bir benzer konserde kullanılan en büyük konstrüksiyonu kullanacak. Rolling Stones'a ait olan bu alandaki rekoru da ikiye katlayarak. Resimde gördüğünüz The Claw isimli set up'ın yüksekliği yaklaşık 50 metre olacak.
Bu yıl Türkiye'ye uğrayacağına dair söylentiler çıkan ancak Hafif Müzik'in geleceğine hiç ihtimal vermediği U2 bakalım bu sahnede nasıl bir şov yapacak?

Hayvanlı şarkıları takdimimizdir!


Hafif Müzik haber merkezine az önce, daha afyonumuz patlamadan Rolling Stone'dan düşen hayvanlı şarkılar listesi aşağıdadır. Ekleme çıkarma yapmak isteyenlerin müdüriyete başvurması rica olunur.



1. Led Zeppelin – “Black Dog”
2. Black Sabbath – “War Pigs”
3. The Rolling Stones – “Wild Horses”
4. The Beatles – “I Am the Walrus”
5. Wilco – “Spiders (Kidsmoke)”
6. Pearl Jam – “Animal”
7. Survivor – “Eye of the Tiger”
8. Elvis Presley – “Hound Dog”
9. David Bowie – “Diamond Dogs”
10. The Stooges – “I Wanna Be Your Dog”
11. Pink Floyd – “Sheep”
12. Radiohead – “Weird Fishes/Arpeggio”
13. Foo Fighters – “Monkey Wrench”
14. Nine Inch Nails – “March of the Pigs”
15. The B-52’s – “Rock Lobster”

Bir de Duman'ın yeni albümünden bir şarkı ekleyelim yerli olarak: "Hayvan"
Ve tabii biz olsak Pink Floyd'dan Pigs on the Wing'i tercih ederdik. (Bkz. resim)

23 Mart 2009 Pazartesi

İşte Hadise'nin TRT'yi rahatsız ettiği söylenen klibi!

Gelen haberlere göre TRT Hadise'nin bu klibini fazla erotik bulmuş ve yeniden montajlanmasını istemiş. Hafif Müzik işin doğrusunu araştıra dursun siz klibi izleyin... Bakalım evvelki sene Mor ve Ötesi'ne hiç karışmayan TRT bu yıl Hadise'ye gerçekten karışmış mı? Az sonra...


"Telefoncu"lardan hangisi daha komik?

Türkiye'ye geleceği açıklanan hangi sanatçı sizi daha fazla heyecanlandırıyor?

Hangi müzik dergisini satın alıyorsunuz?

Rock’n Coke Alternatif Sahne’nin yerli sanatçılarından hangisi sizi daha fazla heyecanlandırıyor?

Müzik dinlemek için favori mekanınız hangisi?

Hangisi sizde daha büyük beklenti yaratıyor?

Bütçenize bakarak bu yaz en fazla kaç konser ya da festivale katılmayı düşünüyorsunuz?

Hangisini daha fazla dinliyorsunuz?

Bu yaz Türkiye'de görmek istediğiniz grup hangisi?

Hangisi 80'lerin en büyük hard rock hit'i olabilir?

Korsan ile aranız nasıl?

İzleyiciler

Blog Arşivi

Etiketler