8 Mayıs 2009 Cuma

Pozitif 20. yıl gecesinde neler oldu?


Alternatif eğlence hayatının mühim kurumu Pozitif’in 20 yıl gecesi vardı önceki gün. Pozitif’in ve Doublemoon, Pozitif Edisyon gibi şirketlerinin merkezi, aynı zamanda kurumun kalesi de diyebileceğimiz Babylon’da, tam da Hıdrellez şenlikleriyle aynı zamanda Ahırkapı’yı aratmayacak sahneler yaşandı.
Telaş zaten günler öncesinden başlamıştı. Babylon’da Eric Truffaz ile İlhan Erşahin’in bir performans sergileyeceği ve konuk sanatçılar olacağı biliniyordu ama tam olarak kimin ne yapacağı muammaydı. Aslında güzelliği de orada işin, zira jam session böyle oluyor. Gelen sahneye çıkıyor, doğaçlıyor.
Gündüz saatlerinde kamyonlar, soundcheck ekipleri ve kalabalık bir çalışan topluluğunun harıl harıl hazırladığı salonda saat 21:00 itibarıyla şenlik başladı. Peki neler oldu? Madde madde gidelim:

Önce bir film gösterildi. Pozitif’in kuruluşu anlatıldı. Eski resimlerde Ahmet, Mehmet Uluğ ve Cem Yegül ne kadar da küçükmüş…

Gerçi hala öyleler. Filmden sonra Mehmet konuşurken, iki yanındaki Ahmet ve Cem, oraya akrabalarının yanında sahneye çıkmış iki küçük çocuk gibiydiler. Daha doğrusu çocuklar gibi şendiler diyelim. Ahmet önce konuşmak istemedi. Sonra teşekkür ederken çok heyecanlı olduğu gözlendi. Her ikisi de kendilerine 20 yıl boyunca destek ve üst kattaki masalarından ortamı izleyen ailelerine teşekkür ettiler.

Sahneye önce İhan Erşahin, davulda Turgut Alp Bekoğlu, perküsyonda İzzet Kızıl, basta Alp Ersönmez ve Eric Truffaz çıktı. Ağır ağır ortamı ısttılar. Özellikle İzzet Kızıl’ın Alp’in bas gitarını darbuka gibi çalmasıyla ortam hafiften koptu.

Her yandan bir tanıdık simanın gelip geçtiği, içkilerin havada uçuştuğu, barmenlerin kokteyl yetiştiremediği, parfüm kokularından bir jungle oluşan ortamda sahneye Hüsnü Şenlendirici’nin çıkışıyla hareket daha da arttı. İlhan Erşahin, ve Eric Truffaz onu hayranlıkla izlediler. Eric baba’nın bir ara trompetinden Türk makamları üflemesi takdir topladı.

Önder Focan, sahneye çıkarken heyecandan olsa gerek hafif tökezleyince korktuk ama gitarı eline alınca korku falan kalmadı. Focan ortama gayet iyi uyum sağladı. Usta caz gitaristi yer yer oryantal nağmelerle müzisyenleri ateşledi.

Okay Temiz alkışlarla davet edildiği perküsyonun başında İzzet Kızıl’ın darbukasıyla hayli muhabbet etti. Bora Uzer, nam’ı diğer Kangroove Bora, mükemmeldi. Adam tam bir şovmen. Tek sorun (aslında sorun da değil ya) İnglizceyi Türkçe’den daha fazla kullanması. Bora’nın zenci gırtlağıyla doğaçlamalarına bayıldık.

Murat Ertel sahnedeki en cool adamdı. Her zamanki gibi. Elektrosazıyla kah hoparlörlerin üzerinde, kah Baba Zula’nın Japon dansçısı Nourah’nın kollarının arasındaydı.

Ayben, Bora’nın ve Fairuz Derin Bulut gitaristi Kerem Atay’ın da yardımıyla ortamı bir anda rap ritimleri ve hızlı cümleleriyle coşturdu. Konukların arasında dolaşan Sultana’yı aradı gözlerimiz ama o sahneye çıkmadı. Arkadaşlarıyla sohbet etmeyi tercih etti. Aynı şekilde Bedük de orada olup sahneye çıkmayan isimlerdendi. İlhan Erşahin’in yeğeni solist Dilara da bir şarkı söyledi.

Başka kimler mi vardı? Atlamadan saymaya çalışalım: Şafak Ongan, Mete Tavukçuoğlu, Murat Abbas, Banu Güven, Sedat Ergin, Hakan Kurşun, Gökhan Akçura, Hadi Elazzi, Sultana, Meltem Fıratlı, Beste Bereket, Arhan Kayar, Nuri Çolakoğlu, Ersoy Çetin, İrfan Kuriş, Hasan Cemal, Kerem Görsev, Cem Yıldız, Görgün Taner, Richard Hamer, Burhan Öcal, Smadj.

Babylon genellikle çok kalabalık olur ve insanı daraltır. İnsan gitmeden iki kere düşünür. Bu defa öyle değildi. Uzun zamandır bu kadar eğlenceli bir topluluk görmemiştik. Ve son bir not: Filmde teşekkür faslında eleştirmenler de unutulmamış. Bizi öven ve eleştiren müzik yazarlarına demişler. Çok güzeldi. Ben her ikisini de çok yaptığımdan teşekkürü üstüme aldım. Bir şey değil. Ve nice 20 yıllara…




Bu yazı bugün Sabah'ta yayınlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder