Redd’in son albümünün çıkış parçasını dinleyen birinin albümdeki diğer şarkıları merak etmemesine imkan yok. Harika bir altyapının çok iyi bir vokal melodisiyle birleştiği Don Kişot’u referans alarak albümü edindiğinizde, Redd’in sadece iyi bir çıkış şarkısıyla ‘müşteri’ çekmediğini anlıyorsunuz. İlk başta şarkı adedi sebebiyle gözünüz korksa da, tamamını sabırla dinlediğinizde, 21 adlı bu albümün son yılların en doyurucu albümlerinden biri olduğunu görüyorsunuz.
Grubun 21 için zaman, kafa, emek harcadığı belli. İnce işlenmiş, üzerine düşünülmüş ve muhtemelen bittikten sonra da içe sinmiş bir çalışma bu. Henüz intro’da (Çığlık) burnunuza gelen bir Pink Floyd kokusu olsa da, ve bu koku Vicdani Redd, Dekadans gibi parçalarda sıkça etrafa yayılsa da kulakları rahatsız eden bir durum söz konusu değil. Hatta bunu bir saygı duruşu olarak algılamak da mümkün.
Don Kişot, albümün parlayan parçalarından. Astrotanrı, Seni Buldum, Plastik Çiçekler ve Böcek, Sukut da öyle. Grup bunun bir konsept albüm olduğunu söyleyip “Bu albüm dünyaya tutunmaya çalışan, onu değiştirmeye çabalayan ve bu yolculukta kendine bir yön bulmuş herkesin adına söz almış bir karakterin, 21’in hikayesi,” diyor. Eğer siz albümleri açıklamalarla dinlemeyi tercih etmiyor ve kendi kafanızda bir konsept yaratmayı tercih ediyorsanız da rahat edeceğinizi belirtelim. Müziğin kalitesi ve güçlü vokal-güçlü alt yapı uyumu sayesinde gayet tatmin edici bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Albümün kartoneti ise ecnebilerin ‘creepy’ dediği türden. Kapakta bir bebeğin kordonu ağacın köküyle birleşiyor. İçeride ise ağaçta asılı ceninler, içinden kablolar sarkan kesik bacaklar ve kanlı organlar gırla gidiyor. Bu anlamda şarkıların daha iç açıcı olduğunu söylemekte fayda var. (Fakat emeğe saygısızlık etmeyelim, Adnan Elmasoğlu’nu tebrik edelim, Redd’in anlatmak istediği konseptle uyumlu olduğunu belirtelim.)
Grubun 21 için zaman, kafa, emek harcadığı belli. İnce işlenmiş, üzerine düşünülmüş ve muhtemelen bittikten sonra da içe sinmiş bir çalışma bu. Henüz intro’da (Çığlık) burnunuza gelen bir Pink Floyd kokusu olsa da, ve bu koku Vicdani Redd, Dekadans gibi parçalarda sıkça etrafa yayılsa da kulakları rahatsız eden bir durum söz konusu değil. Hatta bunu bir saygı duruşu olarak algılamak da mümkün.
Don Kişot, albümün parlayan parçalarından. Astrotanrı, Seni Buldum, Plastik Çiçekler ve Böcek, Sukut da öyle. Grup bunun bir konsept albüm olduğunu söyleyip “Bu albüm dünyaya tutunmaya çalışan, onu değiştirmeye çabalayan ve bu yolculukta kendine bir yön bulmuş herkesin adına söz almış bir karakterin, 21’in hikayesi,” diyor. Eğer siz albümleri açıklamalarla dinlemeyi tercih etmiyor ve kendi kafanızda bir konsept yaratmayı tercih ediyorsanız da rahat edeceğinizi belirtelim. Müziğin kalitesi ve güçlü vokal-güçlü alt yapı uyumu sayesinde gayet tatmin edici bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Albümün kartoneti ise ecnebilerin ‘creepy’ dediği türden. Kapakta bir bebeğin kordonu ağacın köküyle birleşiyor. İçeride ise ağaçta asılı ceninler, içinden kablolar sarkan kesik bacaklar ve kanlı organlar gırla gidiyor. Bu anlamda şarkıların daha iç açıcı olduğunu söylemekte fayda var. (Fakat emeğe saygısızlık etmeyelim, Adnan Elmasoğlu’nu tebrik edelim, Redd’in anlatmak istediği konseptle uyumlu olduğunu belirtelim.)
bu sitede ilk defa 'yanlıştır'ı işaretledim çünkü "21"in geneline yayılan pink floyd etkileşimleri kulaklarımı acayip rahatsız etti. intro'da aa ne güzel bi türk rock grubu nihayet pink floyd'a selam çakıyor dedim, sonra bu selamlar sıklaştıkça her şarkıda "lütfen yine o çakma david gilmour solosu, delay'i girmesin" diye dua eder oldum. yine de 'don kişot'un hakkı 'don kişot'a, gerçekten etkileyici bi şarkı bu.
YanıtlaSilbir de albüm kartonetindeki görseller bence muhteşem ama kapakta kullanılan resim kötü.
sonuç olarak albümü beğenmedim. yine de tüm rock gruplarının aşk meşk (en bayatından) şarkıları yaptığı bir dönemde varoluşçu bir albüm yaptıkları için takdir etmek lazım.
Bana göre gerek alt yapı gerek vokeller açısından bu zaman kadar yapılmış en yaratıcı yerli rock albümü. Albümü baştan sona dinleyen biri olarak sıkılıp da atladığım bir şarkı olmadı henüz.
YanıtlaSilGitar sololar için oldukça doyurucu, davullar içinse etkileyici sıfatlarını kullanmak daha doğru olur benim için.
Birtek albüm kapağını çok başarılı bulmadım ben de. kartonetteki diğer resimlerden biri kullanılsa daha başarılı olabilirdi sanki. Mesela vicdani redd için hazırlanmış olan resim muhteşem ötesi.
Son yıllarda yapılanlar arasında içi en dolu albüm diyebilirim..
YanıtlaSilSadece Pink Floyd' u değil, geçmişten bugüne müzik adına güzel şeyler yapmış ve yapmaya çalışan tüm müzik insanlarını yadetmeme sebep olmuştur 21.
"Bu albüm de kendimiz anlattık" diye ortaya atlayan ama birbiriyle çelişik parçalardan oluşan albümleri düşündüğümde, duruşunu müziğe aktarış şeklinden ve birbirinden iyi şarkılarından dolayı Redd grubuna saygılarımı gönderiyorum..
ben doğu ne anlatmak istemiş anlamadım, tuttarsız geldi söylediklerin albüme dair. belki burada bir soru üzerinden gitmek lazım... nasıl bir türkçe rock albümü bekliyoruz, ya da diğer mevcutlar içinde redd nerede duruyor. çakma david derken? türkiye'de tüm müzik piyasası bu çakmalığı rozet gibi göğsünde gururla taşımıyor mu oysa? tonla örneği var bunun...
YanıtlaSilalbüme dönersek, 21 ister konsept ister akonsept olsun sound olarak, düstur ve işleniş olarak fazla varoluşçu kanımca. Satsın ya da para kazandırsın kaygısı yok. Oysa rock müzik dahil olmak üzere herkesin derdi bir noktadan sonra ekonomik, daha çok gelir daha çok şan ve şöhret. bu adamların bununla ilgisi olduğunu sanmıyorum, aksine herkesin aksi yönde bir seyirleri var. aksiler, öyle olmayı da seviyorlar. ben bu adamların daha popüler olmasını kaldıramayacaklardanım, böylesi güzel, az ve öz bilinirlilik. yarına bişiler taşıcakları mutlak.
çakma gitar soloları derken iğneyi kendimize de batıralım mı? kim ve ne çkama değil ki?
2 sıfatla işi tamamlamış adamlar. Albüm "ŞIK" ve "BAŞARILI"
YanıtlaSilDaha ötesi var mı?
isimim cumhur
YanıtlaSilbu dönemde çıkan albümleri sadece kulagımızla ve hislerimizle dinlemeye gayret gosterelim. yakınlık ilşkilerimiz yada nemalandığımız değerlerle değil . öyle olduğunda redd 21 albumu kendini zaten anlatacaktır. ben daha fazla bir şey soylemek istemiyorum. şunu bir not eklemek isterim ki.
nisan ayı dergilerini alıp teoman ve manga'yı gördüm bütün kapaklarda. redd kapak olmasın bu ülkede kapak olmak demek çakma olmak demek bence çünkü...
redd böyle güzel mor ve ötesi değişti ne olur siz hep böyle kalın.
tesekkurler.