24 Haziran 2009 Çarşamba

Efes Pilsen One Love'da neler oldu?



Boşverin şimdi Placebo'yu da, hafta sonu neler oldu Santralistanbul'da ona bi bakalım. Kişisel notlarımıza bir göz atalım.

Efes Pilsen One Love Festival (Van lov festivıl) bu yıl sekizinci kez yapılmış. “Vay canına demek o kadar oldu” diye söylene söylene girdim festival alanına. Sağa sola bakınca ilk festival başladığında ilkokulda olan neslin şu anda köfte bira kuyruğunda olduğunu gördüm. Ve notlarımı almaya başladım:

* Festival bu yıl Santralistanbul tesislerinde ikinci kez yapıldı ve yerine hayli alışmış göründü. Gelen kitle Avrupa’daki festivallerde gördüğüm eğlenmeye gelmiş rahat ve tasasız insan modeline yaklaşmış. Burada ne Tayyip var, ne Deniz, Devlet ne Ergenekon...

* Sezyum bozuk paralarını yere düşürdü. Acayip cool kadınlar ve adamlar var. Biz bozuk para topluyoruz.

* Kılık kıyafetler tam, modalar trendler gırla… Kızlar ‘über mini’ giyinmiş. Ne demişler, festival dediğin biraz da bacaktır. Adamlarda da tişört bermuda çoğunluktaydı. Onun yorumunu ve ‘erkekte parmak arası’ sorunsalını değerlendirmeyi kızlara bırakıyorum…

* Seda'yı gördüm (Pekçelen). Erkenden gelmiş, kaçıncı biradaydı bilmiyorum ama festival kafasına çokten girmişti.

* Cumartesi’nin en güzel şeyi The Klaxons’dı. Bu grubun sahnesi çok iyiymiş. Adamlar 80’ler modasına selam çakan “Glam” kıyafetler içinde (gitarist galiba Ajda ceketi giyiyordu) çatır çatır ‘yeni nesil rock’ yaptılar. O nedir derseniz, bence insanın kendine yakışanı giymesidir. Kafa sallamıyor, dans ediyor bu rock’çılar. Esas fark bu.

* Heval ve entourage'ı bizi de sardı. Long Islan Ice Tea'lerle beş çayı yaptık. ama saar 11 falandı...

* Senin Sahnen diye minik bir çadır vardı dürümcülerin sırasında. Burada ana sahnede Tricky çalarken bir İtalyan orkestrası çıktı. İsimleri Camillocromo. Festivalin en harika sürprizlerinden biriydi bu adamlar (ve bir de basçı bağyan). Hani şu Ertuğrul Özkök’ün şu sıralar çokça ‘danalar’ diye bahsettiği ama aslında adı “Aylaklar” olan Fellini filmindeki partilerde çalacak türde bir İtalyan orkestrası. Braslar, akordiyon, davul. Tam coşmaca. Demek ki sahnede önemli olan boyut değil işlevmiş. Kokoreç dumanı altında olsa bile…

* Galiba sarhoş olduk. Üçüncü çiş, beşinci bira... Ya da altı...

* Kokoreç ne güzel bir şey. Tüm festivallerde olmalı. Önerim Beşiktaş’ta iskelede duran kokoreççiyi alıp ilk festivalde ana sahnenin yanına çakmak.

* Fatih Çekirge’yi gördüm, ne alaka bilmiyorum.

* Tricky, metal ve rock’ın kitabını yazan efsane grup Motörhead’in Ace of Spades’ini çalınca herkes sevinçten delirdi. Yandaki yeni nesil biramı döktü. Konserin tepe anı buydu. Tricky’ye saygımız sonsuz ama sahnesi çok yalandandı. Resmen koca konseri ‘dan dun’a getirdi çarçur etti adam.

* Yiyecek içecek fiyatları makul idi. Biralar her daim soğuk, o kadar kalabalığa rağmen kuyruk yoktu. Tabii bu tablo Pazar günü değişti. Kalabalık mekanı esir alınca biraya tuvalete gurbete gidiyor gibi helalleşip gitti millet. Mekan kalabalığa küçük geldi.

* Pazar’ın yıldızı Norveç’ten Röyksopp’tur. Onları dinliyorum gözlerim kapalı. Çünkü önümde dev gibi ağaç var zaten göremiyorum. Bu alanda sahneye bakarken sağda ve solda ağaçlar ve üzerlerinde olmuş meyve gibi insan var. E göremeyince ağaca çıkmış vatandaş. Ortam ‘İbrahim Tatlıses at Gülhane Parkı’ tadında: Röyksopp Sütlüce halk konseri...

* Tanıdıkları arıyor, nerdesin sağda mısın, ağacın orda mısın, elini kaldır, Tamirane nere... Konser çarçur olmak üzere.

* Pazar demişken; tek festival Efes Pilsen One Love sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Pazar günü öğlen itibarıyla arabasıyla festivale ulaşmaya çalışanları yetkililer önce Birinci Köprü Festivali’ne aldı. Burası ful kapasite olunca da İkinci Köprü festivali devreye sokuldu. Bu iki festivale de ilgi yoğundu. Adım atacak yer yoktu. Biz yola çıktığımızda Romanya’dan uçağa binen arkadaş festivale bizden önce vardı. Yetkililere teşekkür ve bilimum hayır dualarımızı ettik tabii. Duyduğuma göre bu festivaller 40 gün boyunca da devam edecekmiş. hadi iyisiniz an itibarıyla geriye 37 gün kaldı…

* Bir diğer festival de Hasköy - Sütlüce Mangal Festival’dı (Mangal festivıl). Headliner olarak ev köftesi, çoban salata ve karpuz var. Favori sporlar futbol, voleybol, ip, favori içecek kola, Yedigün, ayran ve çay… Bazı meslektaşlarımın yazdığı gibi ‘atlet pijama’ dizayn kimse görmedim. Göbek kaşıyan da yoktu… Ama size yemin ederim turuncu çarşaflı birini gördüm. Dipten gelen Starsailor konserinin sesi Sütlüce kırlarına yayılıyor, hem Santralistanbul’da hem de çevre sahillerde gayet güzel eğleniyordu İstanbullu. Elaleme inat.

* Tanıdıklar olmadan da olmuyor canım... Eğlendik valla siz yok mu siz... Siz bildiniz kendinizi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder